![]() |
Tweet |
İZCİ MEDYA https://www.facebook.com/
Haber ajansımız haber konusu ne olursa olsun, haber konusu kim olursa olsun, mevkisi ne olursa olsun, haber ajansımız bu haber dosyalarını kimseden korkmadan, kimseden çekinmeden haber dosyasını sonuna kadar gideceğini, bu nedenle Gümüşsuyu Mahallesi Kelle İbrahim Caddesi 301 ada 25 parsel bölgesinde No: 17/1 A bu bölgede LUMA isimli bir kafenin olduğu, bu kafe sahipleri ise iddialara göre Beykoz Belediyesi CHP'li meclis üyesi Özgür Özçelik ve kardeşi olan Özer Özçelik'in olduğu, fakat bu işletme çalışma ruhsatı almadan faaliyete geçtiğini, Beykoz Belediyesi'ne ruhsat alma başvurusu yaptığını, fakat ruhsat müracaatı yapmak ticaret yapmak değildir. Bu konuyla ilgili olarak Beykoz Belediyesi'ne yapmış olduğumuz müracaatlar neticesinde Beykoz Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından gelen cevapta şunu söylemektedir: Cevap Metni: Dosya ve bilgisayar kayıtlarımızın tetkikinde; Gümüşsuyu Mahallesi Kelle İbrahim Caddesi 17/1A adresinde faaliyet gösteren kafeteryanın Zabıta Müdürlüğünce mühürlendiği ve 12.09.2025 tarihinde mühürlerini fek ettiği tespit edildiğinden mühür fekki uygulanarak faaliyetine son verildiği anlaşılmıştır.
Fakat Beykoz Belediyesi öyle bir üç maymunu oynuyor ki, Beykoz Belediyesi faaliyetine son verildiği diyor fakat faaliyetine son verilmediği haber ajansımızın istihbarat ekibi yapmış olduğu araştırmada bu işletmenin çalışmaya devam ettiği.
1. 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
• Madde 5 – Bilgi Verme Yükümlülüğü: Kurumlar, başvurulara etkin, süratli ve doğru şekilde yanıt vermekle yükümlüdür.
• Eğer verilen cevap kasıtlı olarak yanlış, yanıltıcı veya konuyla ilgisizse, bu madde ihlal edilmiş olur.
2. TCK 257 – Görevi Kötüye Kullanma
• Kamu görevlisi, görev gereklerine aykırı davranarak kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olursa: Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
• Eğer memur, bilgi edinme hakkını engellemek veya yanıltıcı bilgi vererek kamu zararına yol açmak amacıyla hareket ettiyse, bu madde doğrudan uygulanabilir. 3. TCK 204 – Resmî Belgede Sahtecilik (Eğer belge düzenlenmişse)
• Gerçeğe aykırı resmî belge düzenlenmişse, bu da ayrıca suç teşkil eder. Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusu: TCK 257 kapsamında görevi kötüye kullanma nedeniyle ilgili kamu görevlileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağımızı hatırlatırız.
Bir atasözü vardır: "Para parayı çeker, mıknatıs demiri çeker." Ne hikmetse Gümüşsuyu Mah. Kelle İbrahim Cad. 301 ada ve yine aynı adreste 355 adada Beykoz Balık Ekmek İşletmesi, su ürünleri balıkçı barınağı önünde, Beykoz Balık Ekmek İşletmesinin ortaklarından Furkan Çeliker, geçtiğimiz dönem AKP Beykoz Belediyesi meclis üyesiydi. Yıllardır ızgaranın olduğu bölge çalışma ruhsatı olmadan ticaret yapmaktadır. Şimdi ise CHP meclis üyesi ve kardeşi de bu bölgede çalışma ruhsatı olmadan ticaret yapmaktadırlar. Kamu görevlileri, yani eski ve yeni meclis üyeleri, almış oldukları oyları kendi menfaatlerine kullanarak çalışma ruhsatı olmadan ticaret yapmaktadırlar. Bu bir kul hakkıdır, kamuyu zarara uğratmaktadır. Sen istediğin kadar bağış yap, yardım et, hacca git; ama bunları yaparken burada kaçak ve ruhsatsız çalıştırmış olduğun işletmeyi de gözünün önüne al.
Bizler İzci Haber Ajansı olarak, her iki işletmenin de çalışma ruhsatları olmadan ticaret yaptıklarından dolayı bu ticaret yapılmasına son verilmesi için, kamuyu zarara uğratılmaması için belediye başkan vekili ve başkan yardımcısı ve zabıta müdürü haklarında, kamuyu zarara uğrattıklarından dolayı ve suç duyurusu dilekçemizin içeriliğin de bazı TCK maddelerini de ekleyerek haklarında suç duyurusunda bulunacağımızı haber ajansımız ne yazdıysa onu uygular. Bizde şantaj yok, blöf yok. Bu iki işletmenin de bu haber dosyasının sonuna kadar takipçisi olacağımızı hatırlatırız.
Öncelikle gelin bu işletmenin olduğu bölgeyi tanıyalım: Beykoz İlçesi Gümüşsuyu Mahallesi, 301 Ada 25 Parsel'de bulunan Beykoz Balık Ekmek isimli işletmenin ve LUMA işletmesinin bulunduğu alan, mülga Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın 14.12.1974 tarihli ve 8172 sayılı kararı ile tespit ve tescil edilen Boğaziçi Doğal ve Tarihi Sit Alanı'nda, aynı kurulun 24.06.1983 tarihli ve 15175 sayılı kararı ile sınırları tespit edilen Boğaziçi Alanı Öngörünüm Bölgesi'nde kaldığı tespit edilmiştir.
Mülga Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın 14.12.1974 tarihli ve 8172 sayılı kararı ile tespit ve tescil edilen Boğaziçi Doğal ve Tarihi Sit Alanında, aynı kurulun 24.06.1983 tarihli ve 15175 sayılı kararı ile sınırları tespit edilen Boğaziçi Alanı Öngörünüm Bölgesinde kaldığı tespit edilmiştir.
Bu ifade, bir taşınmazın (muhtemelen bir arsa ya da yapı) Boğaziçi bölgesinde özel koruma altında olan bir alanda yer aldığını belirtmektedir. Daha açık bir şekilde açıklayayım:
İfadenin Anlamı
"Mülga Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı"
Bu, artık yürürlükte olmayan (mülga) bir devlet kurumudur. Eskiden tarihi eserler ve anıtlarla ilgili koruma kararlarını veren yetkili kuruldu.
"14.12.1974 tarihli ve 8172 sayılı kararı ile tespit ve tescil edilen Boğaziçi Doğal ve Tarihi Sit Alanı"
Bu karar ile Boğaziçi bölgesinin belirli bir kısmı doğal ve tarihi sit alanı olarak ilan edilmiştir. Sit alanı demek, koruma altına alınmış, yapılaşmaya sınırlamalar getirilmiş özel alan demektir.
"24.06.1983 tarihli ve 15175 sayılı kararı ile sınırları tespit edilen Boğaziçi Alanı Öngörünüm Bölgesi"
Bu ikinci karar ile Boğaziçi sit alanı içinde yer alan “Öngörünüm Bölgesi” sınırları belirlenmiştir. Öngörünüm Bölgesi, Boğaz’dan bakıldığında görünen ve bu nedenle estetik, mimari ve çevresel açıdan daha sıkı koruma kurallarına tabi olan bölgedir.
Özetle Ne Anlama Geliyor?
Bu ifade, söz konusu taşınmazın:
Boğaziçi Doğal ve Tarihi Sit Alanı içinde yer aldığını,
Ayrıca Öngörünüm Bölgesi sınırları içinde kaldığını belirtmektedir.
Bu durum, taşınmaz üzerinde yapılacak her türlü inşaat, tadilat veya kullanım değişikliğinin çok sıkı kurallara ve izinlere tabi olduğunu gösterir. Koruma kurulları ve ilgili belediyelerden onay alınmadan herhangi bir işlem yapılamaz.
Koruma altındaki alanlarda hangi izinler gereklidir?
Koruma altındaki alanlarda (örneğin doğal sit alanları, tabiat parkları, özel çevre koruma bölgeleri gibi) yapılacak her türlü faaliyet için özel izinler ve prosedürler gereklidir. İşte bu alanlarda dikkat edilmesi gereken başlıca izin türleri ve süreçler:
Koruma Altındaki Alanlarda Gerekli İzinler
1. Koruma Amaçlı İmar Planı Onayı
Herhangi bir yapılaşma ya da kullanım değişikliği için koruma amaçlı imar planı hazırlanmalı.
Bu planlar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanır.
Planlama ekibinde şehir plancısı, mimar, çevre mühendisi gibi uzmanlar yer alır.
2. Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu İzni
Sit alanlarında yapılacak her türlü inşaat, tadilat, restorasyon gibi işlemler için bu komisyonun izni gerekir.
Komisyon, alanın özelliklerine göre projeyi değerlendirir ve uygun bulursa onay verir.
3. ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Süreci
Büyük ölçekli projeler için ÇED raporu gerekebilir.
Bu süreçte projenin çevreye etkileri değerlendirilir ve uygun bulunursa izin verilir.
4. Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu İzni
Eğer alan aynı zamanda kültürel miras statüsündeyse (örneğin tarihi eser niteliğinde bir yapı varsa), bu kuruldan da onay alınmalıdır.
5. İlgili Belediyeden Ruhsat ve Onaylar
Tüm üst izinler alındıktan sonra yerel belediyeden yapı ruhsatı, tadilat izni gibi belgeler alınabilir.
Önemli Notlar
Koruma altındaki alanlarda izinsiz işlem yapmak ciddi cezalarla sonuçlanabilir.
Ecrimisil (izinsiz kullanım tazminatı) uygulanabilir.
Yapılan planlara itiraz etmek isteyenler, askı süresi içinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne başvurabilir.
Bu kararların etkileri nelerdir?
Bu kararların etkileri, hem hukuki hem de fiili olarak oldukça kapsamlıdır. Özellikle Boğaziçi Doğal ve Tarihi Sit Alanı ile Öngörünüm Bölgesi içinde kalan taşınmazlar için aşağıdaki sonuçlar doğar:
1. Yasal Koruma ve Öncelikli Mevzuat
2960 sayılı Boğaziçi Kanunu, bu alanlar için özel bir koruma rejimi getirir. Bu kanun, diğer genel imar ve turizm yasalarına göre öncelikli olarak uygulanır.
Bu alanlarda yapılaşma, nüfus yoğunluğu artırıcı faaliyetler ve doğal dokuyu bozacak müdahaleler yasaklanmıştır.
Her türlü imar planı, bu özel kanuna ve ilgili koruma kurulu kararlarına uygun olmak zorundadır.
2. Yapılaşma ve İmar Kısıtları
Yeni yapılaşma neredeyse tamamen yasaklanmıştır; mevcut yapılar için ise ancak onarım ve restorasyon izni alınabilir.
Turizm ve rekreasyon amaçlı yapılar sadece toplumun yararına olacak şekilde ve imar planına uygun olarak yapılabilir.
Tapu siciline bu kısıtlamalar işlenir; yani taşınmazın hukuki statüsü bu koruma kararlarıyla birlikte değerlendirilir.
3. Yetkili Kurumlar ve Denetim
Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesindeki uygulamalar İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülür.
Geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde ise ilgili ilçe belediyeleri yetkilidir.
Her türlü proje, tadilat veya kullanım değişikliği için Koruma Kurulu onayı gerekir.
4. Yıkım ve Hukuki Yaptırımlar
Kanuna aykırı yapılan yapılar için yıkım kararı verilebilir.
İmar planına aykırı uygulamalar, ruhsatsız yapılar veya kaçak inşaatlar için cezai işlemler uygulanır.
Bu alanlarda geçici inşaat izni dahi verilmez; sadece bekçi kulübesi, büfe gibi 40 m²’yi geçmeyen yapılar için özel izin alınabilir.
5. Doğal ve Kültürel Varlıkların Korunması
Ağaçların kesilmesi, doğal bitki örtüsünün tahrip edilmesi yasaktır.
Orman statüsüne alınan alanlar kamulaştırılır ve park, mesire yeri gibi kamuya açık alanlar olarak düzenlenir.
Kültürel miras niteliğindeki yapılar için öncelikli restorasyon teşviki vardır.
Bu kararlar, Boğaziçi’nin tarihi siluetini, doğal güzelliklerini ve kültürel mirasını korumayı amaçlar. Ancak uygulamada planlama eksiklikleri, mevzuat karmaşası ve denetim zafiyetleri nedeniyle bazı sorunlar da yaşanabiliyor.