Bugun...



Koronavirüs etkisi! Türkiye anksiyete ve depresyonda Avrupa birincisi oldu

Türkiye, Kovid-19 kaynaklı depresyon ve anksiyete vakalarının artışında Avrupa'da ilk sırada yer alan ülke oldu. Özellikle son dönemlerde büyük rağbet gören psikoloji temalı diziler ile toplum ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi değerlendiren uzmanlar, çarpıcı tespitlerde bulundu.

facebook-paylas
Tarih: 31-10-2021 09:26

Koronavirüs etkisi! Türkiye anksiyete ve depresyonda Avrupa birincisi oldu

- Pandemi sürecinde ruh sağlığımız olumsuz yönde etkilendi. Yapılan araştırmalar, koronavirüs ile birlikte pek çok kişinin ruhsal sıkıntılar yaşadığını ortaya koyuyor. Buna son örnek ise saygın tıp dergisi The Lancet'in yayımladığı bir araştırma. 9 Ekim'de yayınlanan araştırma, Kovid-19 sırasında majör depresif bozukluklar ve anksiyete problemleri konusunda yapılan ilk çalışma özelliğine sahip oldu. 204 ülkeden farklı yaş ve cinsiyet gruplarının pandemiden nasıl etkilendiğini mercek altına alan araştırmanın sonuçları oldukça enteresan...

İlgili Haber Anksiyete yaşayanların dikkat etmesi gereken noktalar

Pandemin en sert etkisinin yaşandığı 2020 yılında küresel çapta depresyon rahatsızlığı yüzde 28, anksiyete bozukluğu ise yüzde 26 oranında arttı. Araştırmaya göre kadınlar erkeklere göre daha fazla depresyon ve anksiyete problemi yaşadı. Kovid-19 kaynaklı depresyon ve anksiyete vakalarının artışında Avrupa'da ilk sırada yer alan ülke ise Türkiye. Uzmanlar, Türkiye'de ortalamanın üzerinde bir artış yaşandığına dikkat çekti. Araştırmaya göre, Türkiye dışında İran, Arjantin, Meksika, Peru, Şili, Güney Afrika, İran, Mısır ve Pakistan gibi ülkelerde de pandemiyle ilişkili depresyon ve anksiyete problemlerinde artış kaydedildi.

Peki, tüm bunlar ne anlama geliyor? Neden Batı ülkelerden ziyade daha çok Latin Amerika ve Orta Doğu ülkelerinde Kovid-19 kaynaklı depresyon ve anksiyete vakalarında artış yaşandı? Konuyu Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Doç. Dr. Koray Başar ve Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Semra Baripoğlu ile konuştuk.

'BEKLENİLEN BİR DURUMDU'

Bu sözler Doç. Dr. Koray Başar'a ait. Başar, pandemiyle birlikte ortaya çıkan belirsizlik ortamının dünyanın tüm bölgelerinde ortak bir sıkıntı doğurduğunu söyledi. Gösterdiğimiz tepkilerin olağan olduğunu ancak tüm duygusal tepkilerin de hastalık boyutunda olmadığını belirten Doç. Dr. Başar, dedi.

İlgili Haber Koronavirüs sonrası en sık görülen 5 psikolojik sorun

Pandemiyle birlikte derinleşen sosyo-ekonomik güçlüklerin de Türkiye’deki psikiyatrik tablonun kötüleşmesinde rol oynadığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Semra Baripoğlu ise, ifadelerini kullandı.

'EN TEMEL FAKTÖR BELİRSİZLİK'

Pandemi süreciyle birlikte özellikle toplum içindeki eşitsizliklerin daha vurgulu hale geldiğini belirten Doç. Dr. Başar, kadınların erkeklere göre daha çok ruhsal problemler yaşamasını da buna örnek olarak gösterdi. Başar, Lancet dergisinde yapılan araştırmada Türkiye'nin Avrupa genelinde Kovid-19 kaynaklı depresyon ve anksiyete problemlerinde en çok artış yaşanan ülke olmasını dikkat çekici bir sonuç olarak yorumlasa da, daha güvenilir bir veri için biraz daha beklenmesi görüşünde. Yaşanan ruhsal problemlerin en temelindeki faktörün belirsizlik olduğunu söyleyen Başar, diye konuştu. 

İlgili Haber Depresyondaki yakınınız için neler yapabilirsiniz?

'BATI AVRUPA VE AMERİKA'DA ÇOK DAHA FAZLA YAYGIN'

Türkiye, son dönemde aralarında 'Camdaki Kız', 'Kırmızı Oda' ve 'Masumlar Apartmanı'nın da olduğu pek çok psikoloji temalı diziyi izliyor. Reyting rekorları kıran bu dizilerde psikolojik rahatsızlıkları bulunan karakterlerin öykülerine yer veriliyor.

Doç. Dr. Koray Başar, "Türkiye'de ruhsal bozukluk yaygın olduğu için psikoloji temalı diziler çok izleniyor" görüşüne katılmadığını dile getirdi. Başar, "Türkiye'de Kovid-19'la ilişkili artış daha fazla olabilir ama toplum geneline baktığınız zaman Türkiye'de depresyon ya da anksiyete rahatsızlığı diğer ülkelerden daha fazla demek doğru değil" dedi. Başar, ruhsal açıdan diğer ülkelere göre pandemiden daha fazla etkilenmiş olsak da, Batı Avrupa ya da Amerika kıtasında depresyonun Türkiye'ye göre daha yaygın olduğunu söyledi.

İlgili Haber Antidepresan hakkında yanlış bilinen doğrular

ÖNEMLİ OLAN DOĞRU MESAJ

Prof. Dr. Başar, televizyon dizilerinde depresyon, anksiyete bozukluğu ya da obsesif kompulsif bozukluk gibi rahatsızlıkların doğru şekilde ele alınmasının toplumda olumsuz bir etki yaratmayacağı görüşünde. "Önemli olan doğru mesajları vermek" diyen Prof. Dr. Başar, "Dizilerde bu konuların ele alınması hastalığı yaygınlaştırmaz" diye konuştu.

İnsanlarda bu tip hastalıklara dair farkındalık yaratması bakımından dizilerin doğru mesajlar verdiği sürece doğru bir adım olduğunu belirten Başar, uyarısında da bulundu.

Dr. Öğr. Üyesi Baripoğlu’na göre söz konusu dizilerin ilgi çekmesinin en önemli nedeni, hikâyelerin uyarlama da olsa gerçekte yaşanmış olması ve ilk kez bu tür senaryoların izleyici karşısına çıkması. "İzleyici her zaman yaşanmış hikâyelere ilgi gösterir" diyen Baripoğlu, bu ilginin psikiyatrik hastalıkların çok sık görüldüğüyle ilgili bilgi vermeyeceğini, sadece toplumun bu konulara ilgi duyduğunu gösterdiğini belirtti.

İlgili Haber 5 saat uyuyanlar depresif, 10 saat uyuyanlar mutlu oluyor

Baripoğlu, diye konuştu.

'OLUMLU BİR YERDEYİZ AMA YETERLİ DEĞİL'

Türkiye'de ne yazık ki psikiyatristlere ya da psikologlara yıllardır 'deli doktoru' gibi oldukça yanlış bir etiket yapıştırılıyor. Her ne kadar son dönemde bu algı yavaş yavaş değişse de atılan adımlar oldukça kısıtlı. Doç. Dr. Koray Başar, " dedi.

İlgili Haber 'Sıkıntıdan kurdeşen dökmek' şehir efsanesi değilmiş! Türkiye'de 900 bin kişi var...

Ruhsal bozukluklarla ilgili toplumdaki bilgi düzeyinin eskiden çok daha düşük olduğunu hatırlatan diyen Başar, Türkiye'de depresyon ya da anksiyete gibi rahatsızlıkların farkındalığı noktasında daha olumlu bir yerde olduğumuzu ancak bunun yeterli olmadığını söyledi. Bu hastalıklarla ilgili yanlış bilgilerin ve olumsuz inanışların toplumsal bilinçlenme konusunda büyük sıkıntılar doğurduğunu hatırlatan Başar, dedi.

‘TEDAVİYE GİTMİYOR, GİTMEK İSTEYENİ DE ENGELLİYOR’

“Tüm psikiyatrik hastalıkların bilinirliği anlamında geçmişe göre daha iyi durumdayız” diyen Uzm. Dr. Semra Baripoğlu da, psikiyatrik hastalıkların gerek yazılı gerekse görsel medyada sıkça gündem olduğunu belirtti. Baripoğlu, vurgusunu yaptı.

İlgili Haber Koronavirüs ilişkileri de vurdu! Cinsel yaşamda dikkat çeken değişim

YETERLİ HİZMET ALAMAMAK TEDAVİDEN UZAKLAŞTIRIYOR

Türkiye’de insanların Batı ülkelerinden farklı olarak karşılaştığı en büyük sorunun ise ‘tedavi hizmetine ulaşmak’ olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Baripoğlu, diye konuştu.

“Aileler kendi üzerlerine düşeni yapamadıkça hastaya yükleniyor. ‘İş sende biter, gayret göster’ gibi söylemlerle ilişkiler zedeleniyor” diyen Baripoğlu, şunları da sözlerine ekledi:

TEDAVİ EDİLMEDİĞİ TAKDİRDE...

Depresyon ve anksiyete hayatımızı nasıl etkileyebilir? Doç. Dr. Koray Başar, depresyon ve anksiyetenin insanların bireysel, sosyal ve mesleki yaşantılarında ciddi kayıplara neden olduğunu vurguladı. Başar, diye konuştu.

Depresyon ve anksiyetenin kişilerin hayatını 7 gün 24 saat etkilediğini söyleyen Başar, "Depresyon ve anksiyete gibi rahatsızlıklar tedavi edilmediği takdirde kişiler işlerini kaybedebilir, okula devam edemez hale gelebilir" diyerek şunları söyledi. izcihaberajansi.com




Kaynak: izcihaberajansi.com




Etiketler :

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SAĞLIK Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU

www.izcihaberajansi.com


NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI