CİHAT ASLAN İstanbul

Türkiye-Avrupa ve Bilimsel ve Eğitimsel Araştırmalar Vakfı ve 21. yüzyıl Türkiye Enstitüsü Vakfı’nın ortaklaşa düzenlediği ‘Suriyeli Sığınmacıların Suriye’ye Dönüşü Çalıştayı’ önceki gün Gayrettepe Point Hotel’de yapıldı.

İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ ile Prof. Dr. Faruk Şen’in yönettiği çalıştayda, Suriyelilerin ülkelerine dönüşü, Suriyeli sığınmacıların karıştığı suçlar, sığınmacıların Türk ve Türkiye algısı, Suriyeli sığınmacılar ve demografik değişimin sonuçları konuşuldu.

Eğitim değişimi

Çalıştayda Dr. Sibel Doğan’ın gerçekleştirdiği ‘Suriyelilerin geri dönme eğilimleri’ne yönelik araştırmanın sonuçları açıkladı. 1500 göçmenle yapılan araştırmada, ‘Geri dönmeyi düşünmüyorum’ diyenlerin oranı yüzde 27, ‘Türkiye’de dışlandığımı düşünmeme rağmen kalmak istiyorum’ diyenlerin oranı yüzde 26, ‘Geri dönmek istiyorum’ diyenlerin oranı yüzde 13, ‘Başka bir ülkede yaşamayı istiyorum’ diyenlerin oranı ise yüzde 34 olarak tespit edildi.

Dönüş koşulları

Dr. Doğan, araştırma ile ilgili şu bilgileri verdi:

“Türkiye’de 5 yıl ve üzeri yaşama süresi olan sığınmacıların Türkiye’de kalıcılık ihtimallerinin daha fazla olduğu saptandı. ‘Türkiye cezbedici bir ülke mi?’ sorusuna yüzde 60-65’inin sebepleri arasında sunulan sosyal yardım ve hizmetlerin memnuniyetinin ön plana çıkıyor. Türkiye daha önceden transit bir ülke olarak kullanılırken, şu an hedef ülke haline gelmiş. Dönmek isteyenlerin koşulları ise şunlar: ‘Can ve mal güvenliğim garanti altına alınmalı, yargılanmak istemiyorum, askere alınmak istemiyorum, hayatımı kurmak için paraya ihtiyacım var.’”

‘Kaçakçılık  teröre yarıyor’

Çalıştayda, 2020 yılı güncel Yargıtay kararlarına göre Suriyeli sığınmacıların en çok, gümrük kaçakçılığı, göçmen kaçakçılığı, hırsızlık, dolandırıcılık ve silahlı terör örgütüne ve üyelerine silah ve patlayıcı madde sağlama suçlarından yargılandığı belirtildi. Geçici koruma ile ülkeye alınan Suriyeli sığınmacılar ve sınır serbestisi politikasının gümrük kaçakçılığı suçunda artış yarattığına değinilerek, gümrük kaçakçılığından elde edilen paraların da terör örgütleri PKK, DAEŞ, YPG’ye aktarıldığı belirtildi.

‘Suç oranı gizleniyor’

Suriyelilerin karıştığı suçların bilinçli olarak gizlendiği belirten Av. Fatma Tuğba Akyıldız, “Çoğu dosyada bahse geçen Suriyeli sanıkların kimlikleri tespit edilemediğinden, Yargıtay kararlarında hayali suçlu konumundadırlar. Bakanlık 2014-2017 yılı Suriyelilerin karıştığı suçların verisini yıllık ortalama yüzde 1.32 gösterse de, bunun mevcut kayıtlı nüfusu olan 3.6 milyon üzerinden mi yoksa, 83.6 milyonluk Türkiye nüfusu üzerinden mi hesapladığı belirtilmemiştir” diye konuştu.

‘Suriyelileri Türkiye’de sevmiyorum’

Prof. Dr. Ümit Özdağ, yeni kavimler göçü ile Anadolu’nun etnik yapısının değiştirildiğini belirterek, “2020’de 3.9 milyon Suriyeli olduğunu kabul edelim. 2040’a hiçbir şey yapmazsak bu sayı 15.5 milyona çıkacak. Bu arada Türkler yüzde 1.9 arttıkları için Türk oranı azalırken, Suriyeli oranı artacak. Sadece Suriyelilerin Türkiye ekonomisi üzerinde oluşturduğu maliyet çoktan 100 milyar doları geçmiş durumda. Suriyeliler için yapılan harcama, bugün yaşadığımız ekonomik krizi tetiklemiştir. Suriyeli düşmanı değilim. Ben Suriyelileri Suriye’de seviyorum. Türkiye’de sevmiyorum. Vatandaşlık verilenlerin sayısı 220 bin mi? Yoksa sayı 2.5 milyonu geçti mi?” ifadelerini kullandı.